© BelTurkHaber2019

BARIŞI YEŞERTMEK: YENİ ULUSLARARASI GÜNLER İÇİN ÖNERİLER

Türkmenistan’ın öncülüğünde Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen 2025 Uluslararası Barış ve Güven Yılı vesilesiyle, uluslararası toplumun diplomasi, diyalog ve karşılıklı anlayış gibi kalıcı değerlere yeniden odaklanması son derece anlamlıdır.

Türkmenistan’ın öncülüğünde Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen 2025 Uluslararası Barış ve Güven Yılı vesilesiyle, uluslararası toplumun diplomasi, diyalog ve karşılıklı anlayış gibi kalıcı değerlere yeniden odaklanması son derece anlamlıdır. Türkmenistan’ın daimî tarafsızlığının 30. yıldönümünün de kutlandığı bu önemli yılda, barışın ilke ve normlarını küresel ölçekte daha da kurumsallaştıracak bazı öneriler sunmayı hem zaman açısından uygun hem de kişisel olarak önemli buluyorum.

Bir diplomat olarak edindiğim mesleki deneyimden ve gözlemlediğim çok taraflı görüşmeler ile girişimlerden yola çıkarak, Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilmesi düşünülebilecek beş yeni uluslararası gün önermekteyim:

  1. Arabulucular ve Barış Yapıcılar Günü

  2. Önleyici Barış Günü

  3. Küresel Diyalog Günü

  4. Barış Eğitimi Günü

  5. Tarihî Yaraların İyileştirilmesi Günü

Bu önerilerin temelinde, barış kültürünü ileriye dönük ve pratik bir şekilde küresel kurumsal yapının içine yerleştirme gerekliliği yatmaktadır.

Arabulucular ve Barış Yapıcılar Günü, çatışmaları önlemek veya büyümesini engellemek için perde arkasında yoğun çaba gösteren birey ve grupları onurlandırmayı amaçlamaktadır. Günümüzde 120 milyondan fazla insan çatışma, şiddet ve istikrarsızlık nedeniyle zorla yerinden edilmişken, profesyonel arabulucuların, topluluk düzeyindeki barış kurucuların ve yerel yaşlıların katkıları takdiri, desteği ve gelişimi hak etmektedir.

Buna paralel olarak, Önleyici Barış Günü, barış ve güvenlik gündeminin kritik ancak yeterince vurgulanmayan bir unsurunu pekiştirecektir. Önleyici diplomasi, küresel ölçekte yeterince kullanılmasa da insan merkezli ve maliyet açısından etkin bir yöntemdir. Türkmenistan’ın da bu alandaki katkıları, örneğin Aşkabat’taki BM Orta Asya Önleyici Diplomasi Bölgesel Merkezi’ni desteklemesi, erken müdahalenin derin krizleri önleyebileceğini göstermektedir. Önleme temalı yıllık bir gün, uluslararası toplumun tepki yerine direnci önceliklendirmesini sağlayabilir.

Küresel Diyalog Günü, ideolojik, kültürel ve kuşaklar arası bölünmeleri aşmak için açık, saygılı ve empatik iletişimi teşvik edecek bir platform sağlayacaktır. Aşırı kutuplaşmış bir dünyada diyalog genellikle ilk kurban olur; oysa iyileşmenin ilk adımıdır. Bu özel gün, gençlik forumları, dinler arası diyaloglar, dijital diplomasi girişimleri ve sınır ötesi yurttaş buluşmaları gibi etkinlikleri harekete geçirebilir.

Barış Eğitimi Günü, şiddetsizlik, eleştirel düşünme ve kültürlerarası anlayış gibi kavramların öğretim gücüne dikkat çekecektir. Küresel düzeyde kapsamlı istatistikler eksik olsa da, UNESCO ve diğer uluslararası kuruluşlar, barış ve çatışma çözümü eğitimine erişimin yaygınlaştırılmasının aciliyetini sürekli vurgulamaktadır. Bu eğitimin ulusal müfredata entegre edilmesi, genç nesilleri karmaşık ve birbirine bağlı bir dünyada yol almaya hazırlayacaktır. Bu gün, kapsayıcı ve nitelikli eğitimi hedefleyen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 4 ile de uyumlu olacaktır.

Son olarak, Tarihî Yaraların İyileştirilmesi Günü, toplumu toplu şiddet, zorunlu göç ve kültürel kayıp gibi karmaşık tarihî deneyimlerden kaynaklanan acıları düşünmeye ve ele almaya davet edecektir. Bazı özel tarihî trajedilere adanmış anma günleri mevcut olsa da, bu öneri daha evrensel ve geleceğe dönük bir anma gününü amaçlamaktadır. İyileşme, yaraları yeniden açmak değil; tanıma, uzlaşma ve adalet için alan yaratmaktır.

Bu öneriler şahsi görüşlerimdir. Uluslararası Barış ve Güven Yılı'nın ruhundan ve sembolik eylemlerin samimi niyetle desteklendiğinde gelecek kuşakların değerlerini ve önceliklerini şekillendirebileceği inancımdan ilham almıştır. Eğer uluslararası toplum yalnızca barışı kutlamakla kalmayıp onu sistematik olarak inşa etmek istiyorsa, bu ortak hedef etrafında yeni tanıma, eğitim ve bağlantı yolları bulmamız gerekir.

Aralık 2025’te Aşkabat’ta düzenlenecek olan "Barış ve Güven" Uluslararası Forumu, kuşkusuz bu düşünceler için önemli bir değerlendirme ve öngörü fırsatı sunacaktır. Burada paylaştığım girişimlerin o toplantıda ve sonrasında yankı bulmasını, yalnızca bir gün için barış değil, önümüzdeki on yıllar için güven inşa etmeye katkı sağlamasını ümit ediyorum.

Yazan: Maral RAHYMOVA, Türkmenistanın Belçika Büyükelçiliği İkinci Katibi

******* EN**********

CULTIVATING PEACE: PROPOSALS FOR NEW
INTERNATIONAL OBSERVANCES

Authored by Maral RAHYMOVA, Second Secretary of the Embassy of Turkmenistan in Belgium, Mission of Turkmenistan to the EU
As the international community marks the United Nations-designated International Year of Peace and Trust 2025, initiated by Turkmenistan, the global spotlight is rightly focused on the enduring values of diplomacy, dialogue, and mutual understanding. In this pivotal year, which also commemorates the 30th anniversary of Turkmenistan’s permanent neutrality, I find it timely and personally compelling to contribute to the ongoing conversation with several proposals that, in my view, could further institutionalize the principles of peace on a global scale.   
Drawing from my professional experience as a diplomat, and reflecting on many multilateral discussions and initiatives I have observed, I believe there are five new international observances that the United Nations could consider declaring: the World Day of Mediators and Peacemakers, the International Day of Preventive Peace, the Global Dialogue Day, the International Day of Peace Education, and the International Day for the Healing of Historical Wounds.
The rationale behind these proposals stems from the pressing need to embed a forward-looking, practical culture of peace into the global institutional architecture. The World Day of Mediators and Peacemakers would serve to honor those individuals and groups who, often behind the scenes, work tirelessly to prevent conflicts from erupting or escalating. In a world where over 120 million people are forcibly displaced due to conflict, violence, and instability, the contributions of professional mediators, community peacebuilders, and even local elders deserve recognition, support, and development.
In parallel, the International Day of Preventive Peace would reinforce a critical yet under-emphasized element of the peace and security agenda. Preventive diplomacy remains underutilized globally, even though it has proven cost-effective and human-centric. Turkmenistan’s own efforts, such as supporting the UN Regional Centre for Preventive Diplomacy for Central Asia in Ashgabat, demonstrate how early engagement can avert deeper crises. By creating an annual observance focused specifically on prevention, the international community can shift focus from reaction to resilience.
Global Dialogue Day would provide a platform to celebrate and encourage open, respectful, and empathetic communication across ideological, cultural, and generational divides. In a hyper-polarized global environment, dialogue is often the first casualty of conflict. Yet, it is also the first step toward healing. A designated day could mobilize youth forums, interreligious conversations, digital diplomacy initiatives, and citizen-to-citizen engagement across borders.
The International Day of Peace Education would spotlight the transformative power of learning and teaching nonviolence, critical thinking, and intercultural understanding. While comprehensive global statistics remain unavailable, UNESCO and other international bodies consistently emphasize the urgent need to expand access to peace and conflict resolution education. Integrating such education into national curricula can equip future generations with the tools they need to navigate a complex and interconnected world. Such an observance would align well with Sustainable Development Goal 4 on inclusive and equitable quality education.
Lastly, the International Day for the Healing of Historical Wounds would invite the global community to reflect on and address the lingering pain associated with complex historical experiences – including mass violence, forced migration, and cultural loss. While there are existing days of remembrance tied to specific historical tragedies, this proposal envisions a more universal, future-oriented observance. Healing is not about reopening wounds, but about creating space for acknowledgement, reconciliation, and justice.
These proposals are my personal views. They are inspired by the spirit of the International Year of Peace and Trust, and by a belief that symbolic actions – when backed by genuine intent – can shape the norms and priorities of generations to come. If the global community seeks not only to celebrate peace but to cultivate it systemically, then we must continually find new ways to recognize, educate, and connect around the shared goal of a more harmonious world.
The December 2025 International Forum “Peace and Trust” in Ashgabat will undoubtedly serve as a defining moment for reflection and foresight. It is my hope that initiatives like the ones outlined here might find resonance in that gathering and beyond, helping to build not just peace for a day, but trust for the decades ahead.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER