Brüksel gerçekten acayipleşti.
Bir tarafta hâlâ kurulamayan bölge hükümeti… Normal aslında; beceriksizlere oy verirsen sonuç da bu olur. Diğer tarafta ise Flamand bölgesinin ekonomisini rahatlatmak için federal hükümetin aldığı tedbirler var. Buna karşılık, sadece iktidar koltuğuna yapışmayı hedefleyen, burjuvaziye hitap eden Fransız liberal partisinin çaylak yönetimi Brüksel’i yönetmeye çalışıyor.
Zayıf halk kesiminin sırtına binmek en kolay yöntem olunca, Brüksel adım adım sosyal kaosa sürükleniyor. Avrupa direktifleri altında bocalayan bir yönetim, bir yandan da Avrupa normlarına hiç uymayan Ukraynalıları “kurtarma” çabasıyla didişip duruyor. Sistem öyle ayarlanmış ki buraya sonradan gelenler, daha gelmeden CPAS’ın nasıl bedava para dağıttığını bizden iyi biliyor.
Gittikçe fakirleşen bir bölge Brüksel. Normal; çünkü yönetim, yalnızca parti militanlarını doyurmaya endeksli bir sistem kurmuş durumda.
Yıllardır savundum: Brüksel’deki 19 belediye başlı başına birer fuzuli masraf. Politikaya soyunanların büyük kısmı bu işe sadece para için giriyor. Sosyal ya da toplumsal proje üreten yok; buna rağmen hiçbir üretimi olmayanları besleyen bir düzen var.
Bugün ne yazık ki Amerikalıların bile Brüksel’e alaycı gözlerle baktığını görüyoruz. Kimi “fare çukuru”, kimi “Avrupa şehri bile değil” diyor. Şehrin nüfusunun yüzde 78’i yabancı, Belçika sisteminden bihaber olanların oranı ise yüzde 80’lere dayanmış durumda.
Yaklaşık üç yıldır şiddet olayları neredeyse her gün yaşanıyor. Teksas’ı sollayan bir ortamda, narko trafiği ve fuhuş ya Marsilya’daki ya da Orta Avrupa’daki çetelerin kontrolünde. Şu ana kadar Brüksel’i bir “tampon bölge” olarak icat ettiler. Flaman–Valon çekişmesinin kurbanı ise yine Brüksel oldu.
Brüksel’in neredeyse tek basılı gazetesi La Capitale, 2025 yılının en çok okunan ilk 5 haberini açıkladı:
Anderlecht'in Peterbos mahallesinde, kokain trafiğinin merkezinde yıllık 6 milyon avro hasılat.
Arnavut mafyasının 29 yaşında bir genci trafik levhasına asarak katletmesi.
Wavre şehrinde David adlı bir Belçikalının, dişlerini yaptırdığı klinikte vampirimsi dişlere sahip olması.
Bir Türk’ün (arkadaşımızın) evine, kapı eşiğine bırakılan meşrubat şişesiyle kimsenin eve girip girmediğini kontrol eden “şişeci hırsız” yöntemiyle yapılan ilginç soygun.
Molenbeek Belediyesi CPAS sosyal yardım kasasından milyonluk vurgun. Fransa’da yaşayan bir kadının Belçika’dan yıllarca sosyal yardım aldığı ortaya çıktı. Daha da komiği, Fas’ta avukatlık yapan bir kadının aynı yöntemle yıllardır CPAS’tan para çuvallaması.
Bu ilk 5 haberden yalnızca bir tanesi bir Belçikalıyı ilgilendiriyor; o da Wavre’den. Geri kalan dört haber şiddet, suç ve yolsuzluk. Yabancıların Brüksel’e nasıl baktığını açıkça ortaya koyuyor.
Yıllardır emek veren biz “yeni Belçikalıların” sırtından geçinenlerin cenneti olmuş Brüksel… Ama farkında değiliz.
Hadi mutlu yıllar, Zinekelerim.
Halis Kökten
Brüksel
Brüksel Acayipleşti




















Yorum Yazın
Facebook Yorum