Farklılıklarımızla bir olmak
Bir yılın daha sonuna doğru yaklaşırken şöyle bir dönüp baktım geriye. Yıpranmışım çok, onu farkettim. Ama yıpranışlar da bir şeyler katmış hayatımıza onu da farketmemek olmazdı. Hayat kimimizi yazılıp atılan kırışık mektup gibi harcarken kimimize de koruyucu dosya verip kağıtlarımızda bir tek pürüz olmadan saklayabiliyoruz. Ama dönüp baktığımızda biliyoruz aslında o saklı boş kağıtların da ömrü bir şekilde geçiyor. Hiç bir darbe almazsa, hiç bir işe de yaramamış demektir. Varsın hayat bizi buruşturup harcasın diyebiliyoruz bir saatten sonra. Unutmayalım ki bu yaşadığımızın anlamına varır.
Hem yazılmış, hem çizilmiş böylece benim hayat sayfam. Buruşturulup atılmış bir köşeye. Uzun süre atıldığı yerde kalmış. Daha sonraları kırışıklıkları yavaş yavaş açılmış. Atıldığı yerden savrulmuş ve kırışıklıkların izleri, yazıları ve çizikleriyle barışmış. Çünkü hatıralar varmış her yazıda, her çizikte. Hatıralar yalnız var olmakla yetinmeyip, ayrıca güç katmışlar sayfaya. Güçlendirmişler.
Hatıraların gücü...
Hatıraların gücü yıllarca ayakta tuttu beni. Kimileri için yazdıklarım çok karamsardı, kimileri de fazla ciddiyetsiz bulmuş olabilir. Herkes her şeyden aynı tadı bulamayacağı kesin. Herkesin hayatı farklı olduğu gibi algısı da farklı ve fikrimce insan hayatı kadar zor bir şey yok dünyada. Kimsenin hayatı kimseye benzemediğine karar vardık. Kimsenin acısı veya duyguları da kimseye benzemiyor. Onu da öğrendik. Kendimden yola çıkarsam, ben bundan 16 yıl önce eşimi ve çocuklarımı kaybettiğimde acımı bile aklıma getirmekte zorlanıyordum. Üçünün de birden gitmelerine yüreğimin dayanamadığı gibi beynim de kabul etmiyordu bunu.
Sırayla aklıma getirip, sırayla andığım zaman hatıralarım da geri geliyor gibiydi. Toplu bir şekilde acıma göğüs germek mümkün bile değildi. Hafızam birden siliniyordu ve yasananların hepsini kaybediyordum. Yaşanmışlıklarımı, geçmişimi ve hatıralarımı korumak için acılarımın bile birazını erteleyerek yaşamak zorundaydım. Seçerek ve sırayla içimde veda ediyordum sanki.
O günlerde ağlamaya bile gücüm yetmemişti yaşananlar karşısında. Onu da ertelemek zorunda kalmıştım. Aynı şeyleri aynı hislerle yaşamak mümkün olmadığından, anlamakta çok zor oluyor kimi davranışlarımız başkaları için biliyorum. Yani öğrendim yol boyu diyebilirim. Sırf bu yüzden her şeyden ve herkesten kaçamak yaşayıp hislerimi yalnızca kağıda teslim ettim geçmişte. Yıllarca insanlardan ve sorulardan kaçtım. İçime bürünüp duygularımı ve hatıralarımı sakladım.
Şimdilerde içime sindirmeye alıştım hislerimi, acılarımı, hatıralarımı...
Yine hepsini birden yaşamaktan zorlansamda, daha rahat paylaşabiliyorum artık. Yazılarımla, şiirlerimle, resimlerimle derken azar azar dünyamı paylaştım. Azaltmasa da acıları paylaşmak, güç vermeye başladı. Aynı hisleri paylaşanlarla güçlendik hep birlikte. Yalnız olmadığını bilmek güçlendiriyor insanı. Bunu da fark ettim sonunda hayat yolculuğumda. Kaçtığım zamanların bittiğini de fark ettim tabi.
Kaçmıyorum artık. Ne acılardan, ne sorulardan, ne de sorunlardan. Hayatı kaçarak yaşamakta çok zormuş meğer. Onu da öğrendim gün geçtikçe. Her gelen günü akşam olunca uğurluyoruz zaten. Yarın yeni bir günün var olduğunu hatırlatıyorum kendime. Yeni güne merhaba deyip o gün bastıran duygularımla yüzleşerek kabulleniyorum yeni günü.
Zorla ört bas edip duygularımı, bir şey yokmuş gibi davranmayı da bıraktım geride. Sonu gelmiyor öyle davranmaların. Neyse o, deyip, meydana çıkmak insanı rahatlatıyormuş. Hem de çok. Bu gün ağlamak istiyorsam, içimden öyle geliyorsa göz yaşlarımı yüreğime saklamıyorum. Varsın aksınlar, o akış yeri gelip huzur veriyor insana.
Amaç da zaten o değil mi? Bir tutam huzuru yakalayabilmek bu hayatta.
Kimi için bu bir ağaç gölgesinde olur. Bir başkası göl kenarında kendine gelir. Ya da çarşı pazar meydanıdır. Hepimiz nasıl ayrı ayrı, ayrı kişi ve kişilikler olarak görüyorsak kendimizi. Huzur bulduğumuz ortamın da farklı olması garip olmamalı diye düşünüyorum. Tıpkı olaylar karşısında tepkilerimiz gibi. Hepimiz insanız evet ama karekterler farklı olunca hepimiz aynıyız demek doğru olmuyor.
Farklılıklarımızla biriz demeliyiz belkide.
Yorum Yazın
Facebook Yorum