Hatamla sev beni demiş Orhan baba şarkı sözlerinde. Evet hatasız kul olmuyor zaten. İster istemez bir yerlerde ipin ucu kaçıyor. Doğru yaparken bakmışsın kapı gibi hata, ya da duvar gibi örülmüş önüne. İyi niyetli davranışlar da öyle bir nevi. Hep bir sonraki aşamalarda hataya dönüşebiliyor. Bir noktadan sonra insan bırakıyor artık. Sevmesinler boşver diyor. Hata dediğimiz başkalarının gözüyle ölçülür hep. Yalvarmak niye ki sev beni hatamla diye.
Baştan zaten karşı taraf için değişik hallere bürünmemek gerek.
Seviyorsa her halinle sevmeli ve beğenmediği yönlerini hata gibi görmemeli. Demesi çok kolay tabii ki. İş ciddiye geldiği zaman boyut değiştiriyor. Uçan kuş misali. Ne demiş yazar, kuşu sever kafese koyar. Çiçeği sever, dalından koparır. Kuşun günağı ne burda? Özgürce uçabilmek mi? Hatayı güvenmekle mi yapmış? Yanına kondu diye mi kafeslendi? Yetmedi kanadını kırarlar bir daha uçmasın diye. Çok ses çıkardığında kafesin üzerine de bir örtü...
Kuş doğasına uygun davranınca demek hata gibi görünüyor. Kimse bu durumda kuşu hatasıyla sevmiyor.
Biz insanlar böyleyiz işte. Etrafımızda ne varsa, kim varsa bize uygun olursa şartlı biçimde seviyoruz. Şartlara uymuyorsa sevgi de yok oluyor. İnsan sonrasında sormadan edemiyor kendine. Sevgi diye bir şey var mı diye. Çıkar ilişkileri dediğimiz noktaya geliyor her nedense bütün yollar.
Karşılıksız, beklentisiz sevgi ve aşkın çok zor olduğu ortada. Seviyorsam, beklentim olur olgusu hep çıkıyor ortaya nedense. Beklentiye uymazsa zaten sevginin çeşmesi bir yere kadar akıyor gibi. Çok karamsar olmak istemesem de gözlemlediğim bunlar. Kadın erkek ilişkilerinde zaten Arap saçı gibi oluyor bir saatten sonra. Yemek yapan, eve para getiren, yorulan, doğuran. Herkes yaptıklarına karşılık bekler. Karşılık bulamazsa biter.
Allah aşkı denince, o bile beklentisiz değil insanlar tarafından. Namaz kılarım, oruç tutarım sırf beni cennet'ine alasın kafası olan insan, başka alanlarda yine aynı formatta düşünüyor. Al gülüm ver gülüm dünyasında hata yapılınca öyle kolay düzelmiyor tekrarında. Cennet'e gitmek nasıl kolay değilse, hata gibi görüleni de yok saymak öyle zor. Belki ilk başlarda az, da olsa tamir edilebilir, veya görmezden gelinebilir. Ama tekrarlandıkça iş zorlaşıyor. Değişir diye beklenen değişmediğinde zorluklar başlar ve kimse hatasıyla sevmez karşısındaki kişiyi. Değiştirmeye çalışmadan sevmek kolay iş değil.
Belki de en zoru bu...
Nerkiz
Yorum Yazın
Facebook Yorum