Kaş yaparken göz çıkaranlar
'Biz gurbetçilerin bitmeyen çilesi!!!' diye eski türkülere yenisini eklemeye ramak kalmıştı.
Eskişehir havalimanı çok canlı geldi öldürelim demişler sanki büyüklerimiz. Yine mağduriyeti memleketinden uzak bizler yaşayacaktık. Ne çok sevinmiştik Eskişehir havalimanı açıldığında. Emirdag yazmışlardı hatta uçağın burnuna. Aktarmasız uçuşlar hayatımızı kolaylaştıracaktı. Evlerimize en yakın noktaya inen uçaklar sanki verilmiş bir hediye gibiydi.
Beş dadikada Eskişehir'de bulunan evine varmalar. Bir buçuk saatte Emirdağına ulaşmak. Hepsi hayal oldu olacak gibiydi son günlerde. Göçmen kuşlar yaban ellerden gelip yine yollarda rezil olmaya hazır mısınız? Verilen hediyeniz geri alınıyor elinizden! Gibi gibi şeyler yaşanırken, tam da oracıkta dur dendi.
Nihayet güzel bir haber yüzleri güldürdü.
Yıllarca zaten hasretle yanıp tutuştuğumuz topraklara koşa koşa geliyoruz ve her türlü kolaylık sağlanmanın yerine, tam rahat ettik ediyoruz derken vatandaşın sırtından bulundukları vaadleri gerçekleştirmek isteyenler çıkıyordu ortaya sanki.
Neymiş efendim, Kütahyayı kurtaralım mış?
Ya biz? Bizi kim düşünüyor? Bizim haklarımız nolacak? Yine mi yok sayılacağız? Yine mi ikinci üçüncü vatandaş sırasına gireceğiz derken, derin nefes aldıran haber ulaştı. Eskişehir'in havalimanı hizmet vermeye devam edecek.
Neden bu kadar sevindiniz diyenlere...
83 yaşındaki annemi evine götürmek için zaten iki saat öncesinden havalimanına getiriyorum. Havalimanına gelmek en iyi şartlarda bir saatlik yol. Şanssız gününde bu iki saate de çıkabiliyor. Ardından üç saati aşkın bir uçuş bizi bekliyor. Bagaj alımı, pasaport kontrolü kuyrukları yetmiyor gibi bir de kütahyadan inip her eklenen kilometreyle annem gibi binlerce yaşlının kemikleri birbirine gece gece gözleri nemli şekilde, evine ocağına çektiği hasret yanına kar kalarak aşılacak yollarının git gide yine uzadığını izlemek kahrediyordu.
Halbuki onların şu an en son ihtiyacı olan şey, yolun uzamasıydı.
Kütahyanın kaşını yapmaya çalışanlar Eskişehir'in gözünü çıkarıyorlardı neredeyse. Bütün bunlar olurken maliyeti de yurt dışından Eskişehir'e gelen yolcunun sırtına yüklenecekti.
Siz Eskişehir'i canlandırdınız gelin bir de Kütahyaya el atın deseler yolcunun birazı orayı da tercih eder, bundan adım gibi eminim. Vatandaş vatanını seviyor zaten. Yıllardır her kazandığı kuruşu arttırarak vatanına yatırım yapıyor zaten. Ama enayi yerine koyulmak hiç hoş değildi ve bir çok vatandaş artık kendini öyle hissetmeye başlamıştı. Evinin dibindeki havalimanına inemiyor olması bir saatten sonra yolcuları tepkili kılmıştı.
Benim, ne Eskişehir'de, ne de Emirdağ'da evim var. Ama dediğim gibi annemi evine bırakmak için eşlik ettiğimde en kolayı Eskişehir havalimanı. Eskişehir Akşehir arası yolları artık ezberledik. Bir sistem kurduk kendimize. En az yoran yolculukları tercih ediyoruz artık. Hayatın yükü zaten ağır. Belli bir yaştan sonra insan sadece rahatını düşünüyor. Bırakın düşünelim de rahat etmeyi.
Gürbetçi olmayı ancak yaşayanlar bilir. Memleket sevdasını uzaklarda yüreğinde taşıyanlar bilir.
Gün geçmez ki ülkemizin elçiliğini yaparız yaşadığımız yerlerde. Yemeklerimizle olsun, tatil köylerimizi anlattığımız hikayelerde olsun. Paylaştığımız şehirlerin fotoğraflarıyla çevremizi bizim ülkemize gelmeye ikna ederiz hep. Son yıllarda komşusunu Türkiyede misafir etmeyen gurbetçi kalmadı diyebilirim. Belçikada Türk restoranlarında Türklerden çok Belçikalı var. Hatta Eskişehir'i bile İstanbul kadar bilen var artık çevremizde. Turistik rehberlerde adı geçiyor genç ve dinamik şehir olarak.
Bütün bunları bir çırpıda kaybetmediğimiz sevindirici.
Arada güzel haber almak iyi geliyor insana.
Nerkiz
Yorum Yazın
Facebook Yorum