Yenilikler var
Bu yıl hayatımda baya değişiklikler oldu. Elli yaşıma girmeyle beraber kızımın da yuvadan uçmaya hazırlanması gerçekleşti. Bir yandan hayatımın geri kalanını hesaplarken diğer yandan geçmişle yüzleşiyorum. Geçmiş bizden git gide uzaklaşırken, gelecek daha da yakalanmaz gibi duruyor. Elimizde bugün var, bugünü değerlendirmek büyüklerimizin dediği gibi daha mantıklıca. Ama yine de geleceğe yatırım yapmadan da olmuyor işte. Geleceğin ne kadar kısa veya uzun olacağını bilmesekte yok sayamıyoruz. Geçmiş elimizde demek de doğru değil tabi, elle tutulur değil ki akıp giden zaman, ama bizi geleceğe hazırlayan zaten geçmişimiz. Geçmişe şöyle göz attığım zaman, kızımla vedalaşmaya ben 16 yıl önce başladım. Bu aralar sıkça sorulan sorular: Kızın evden gidecek, üzülüyormusun? Sen yalnız kalırsan çok zor olur. Kız ve kocası sende kalsa bari. Bunlar sorulan soruların bir kısmı.
Benzer sorular soruldukça bende mi bir gariplik var demeye başladım. Neden o herkesin üzüldüğü kızı evden gidişler beni üzmüyordu? Niye ben yalnız kalma korkusu yaşamıyordum? Niye örümcek gibi çocuğa sarılmıyordum gitme uzaklaşma diyerek?
Soruları kendime sordukça cevabın geçmişte gizli olduğunu fark ettim. Çocuklarımızın zaten bizim olmadığını. Aslında onların bize geçici bir süre emanet oldukları aklıma geldi. Kimi daha kısa, kimi biraz daha uzun bizim emanetimizde, yanımızda. Daha sonra hayat onlara hazırladığını veriyor. Nasıl bizler de birilerinin evinde misafir yetiştiysek, bizim çocuklarımız da bizim misafirlerimiz. Misafirlik de bir yere kadar olunca...
Ne güzel bir duygu. Evimizdeki yetiştirdiğimiz emanetlerin gün gelip kendi ayakları üzerinde durabilmeleri. Komşu olmaları birilerine, bizlere. Etraflarına bizim onlara verdiklerimizi bölüşmeleri.
Hayattan aldıkları dersleri başkalarıyla paylaşmaları. Kimilerine yol kimilerine arkadaş olmaları.
Ben bana emanet edilen iki evladımı çok erken kaybettim. Bütün bunları onlarda yaşayamadım. Komşu olamadım onlara. Büyütüp yolcu edemedim kendi yollarında. Belki de ondandır kızım için üzülmediğim. Gidiyor gibi görmediğim. Bu dünyada çocuğunuz sağ ise zaten hep yanınızdadır. Bir şekilde sizindir. Sizi taşır içinde. İzleri vardır sizden.
Kendimizi çocuğumuzda tekrar yaşamak değildir aynı zamanda. Ama onlar yaşarken mutlu olmaktır annelik.
Büyümesini görmek mutluluktur. Sevmesini görmek sevinmektir. Sevildiğini bilmek güzeldir. Bütün bunlar böyleyken kendimi niye mutsuz edeyim ki? Huzursuz olsa evladımız herhalde ilk biz o huzursuzluğu yaşayacağız beraberinde. Üzgün olsa yine öyle. Ama evladımız mutluyken üzülen tek millet biz olsak gerek.
Hadi çok eskileri anlıyorum. Kızını zaten el alacak kafasıyla öz evladı görmeyen bir toplumdan geliyoruz. Ama bu çağda artık o kafayla hesaplaşmamız gerekiyor. Kızımız, oğlumuz kadar öz bize. Uzak veya yakına gelin gitmesi bir şey değiştirmez. Artık başlık parasıyla mal satar gibi satılan kızlarımız yok. Satın alan taraf isterse gönderir istemezse göndermez baba evine yok. Kadın erkeğin kölesi mantığı yok. Sadece birbirini seven iki insan var. Saygı çerçevesi hiç kırılmasın diyelim.
En önemli unsur saygıdır çocuklarımıza verebileceğimiz. Birbirlerine saygılı olmayı bırakmadıkları sürece bizlere de sadece onların hayatındaki güzellikler yansıyacak. Saygıyı yitirmemeleri için çaba göstermeliyiz.
Gidiyor kızım diye ağlayarak yıpranmak bana göre olmadığını iyice anladım düşündükçe.
Yalnız kalmaya gelince. Ben yalnızlığı evladına bağlı yaşayan bir anne olmamak için zaten yıllarca çaba sarf ettim. Hayatımın boşluğunu evladımla doldurmadım. Onunla güzel vakit geçirdim evet. Bazen de çok hırçın geçti. Zor günlerimiz de oldu. Yeri geldi anneliği bir kenara bırakıp, babalığı üstlendim. Kardeşi oldum, abi oldum, büyüğü olmakla küçüldüm zaman zaman. Ama arkadaşı olmayı reddettim. Bunu bilerek yaptım. Yeterince arkadaşı vardı hayatında. Ben olmayan yanları olmaya gayret ettim. Kızım bile bazen biz arkadaş gibiyiz dediğinde hayır yanıtı vermiştim hep. Ben hiç bir zaman senin arkadaş olmam olamam demiştim.
Şimdi sırası geldi aslında. Artık bu saatten sonra bir arkadaş da olabilirim onunla. Yeni hayatında, bir baba var, anne var, abi var, abla var. Kocaman bir aileye sahip oldu birden bire. Bir arkadaş olmak da güzel olacak.
Yeri geldiğinde tabii ki anneliği ortaya koyacağız, ama artık annelik küçük yaşlarındaki gibi olmayacak bundan böyle.
Yıllar önce iki evladından koparılan bir anne olarak, evladıma hep yakın ama aldığım ders ile de emanet olduğunu hiç unutmadım. Bir gün öyle yada böyle kendi yoluna gideceğine hazırladım kendimi. Boşluğa düşmemek için gün gelip de yoluna gittiğinde, daha çok yazdım, daha çok çizdim. Sanatım yine yardımcı olacak bana. Günlerimi sanatla doldurarak evladıma askı gibi kalmamaya kararlıyım. Evden gitme günü geldi çattı diyebilirim. Veda vakti demiyorum ben adına. Hayatının yeni adımı diyorum. Onun hayatında ben zaten hep var olacağım. Çocuklarımız bizi içinde taşıyor zaten, tıpkı bizim onları herzaman yüreğimizde taşıdığımız gibi.
Yolu yeter ki hep açık olsun onların.
Benim yolum da artık yeniliklerle dolacak bundan böyle. Yeni bir çocuk doğuyor bana yakında. Adı tiyatro...
Uzun zamandır üzerinde çalıştığım bir proje artık gerçekleşecek. Sanki kızımın evden uçmasını beklemiş gibi oldu haberin gelmesi. Yazdığım bir monolog 2022 de sahne bulacak inşallah.
Nerkiz
Yorum Yazın
Facebook Yorum